Petrol ve Türkiye (2) (16/2/2007)
Mithat Bereket
Geçen haftaki “öngörü” köşemizde Businessweek’in kapağındaki konuyla; yani, “petrol”le ilgili olarak ortaya bir soru atmıştık: “Acaba Amerika, önümüzdeki dönemde, Ortadoğu’da neler yapmayı planlıyor?” Daha doğrusu, “Acaba, Washington yakın dönemde nasıl bir Ortadoğu istiyor?” Bu sorulara bir başka soruyla yanıt verme yoluna gitmiş ve böylece “ABD-Ortadoğu-Petrol üçgeni”yle ilgili bir soru-cevap oyununa başlamıştık… Sorduğumuz soru şuydu: “Amerika Birleşik Devletlerini bugün kim ya da kimler yönetiyor?”… Bu sorunun yanıtı dört kişiyi ön plana çıkarıyordu: Başkan, Başkan Yardımcısı, Dışişleri Bakanı ve Savunma Bakanı… Yani, George Walker Bush, Dick Cheney, Condaleeza Rice ve Robert Gates…Şu anda Washington’da yürütmenin başında bu dört kişi bulunuyor…Yani, dünyanın en güçlü devleti Amerika Birleşik Devletleri’nin yönetimi hali hazırda bu insanların elinde…“Soru-cevap oyunu”nda bir sonraki soruysa şuydu: “Bu dört insanın ortak özellikleri ne? Yani, bu insanların nasıl bir ortak paydaları var?”…Bu sorunun yanıtını da yine geçen haftaki yazımızda vermiştik: “Petrol.” Bu dört insan da (hatta eski Savunma Bakanı Donald Rumsfeld de dahil olmak üzere) petrolcü…Bu saptamadan sonra sıradaki soru gayet mantıklı: “Tamam da Amerika’yı yönetenlerin petrolcü olmaları Ortadoğu açısından ne anlama geliyor?” İşte bu sorunun yanıtını bulabilmek amacıyla PUSULA Programı için bir araştırma yaptık ve Teksas’a gidip dünyanın dev petrol şirketlerinin üst düzey yöneticileriyle konuştuk. Öyle ya, Amerika’yı şu anda petrol lobisinin yönetmesi ne anlama geliyordu? Ya da şöyle soralım: “Petrolcüler, Ortadoğu’da nasıl bir değişiklik istiyorlar; Amerikan yönetimi üzerine ne yönde etki ediyorlardı?”Teksas’ta konuştuğumuz petrolcüler aynen şunları söylediler:“Sayın Bereket, biz bugüne kadar Ortadoğu ülkelerindeki petrol çıkarlarımızı korumak için bu ülkelerde tek bir lideri destekledik. Amerikan Yönetiminin bu liderlere para ve silah vermesi için lobi yaptık. Beyaz Saray’a baskı uyguladık. Sonunda, Washington bu ülkelerde “tek adam” rejimleri yarattı ve sonra da istediklerini bu “tek adamlardan” istedi. Böylelikle, bu ülkelerde ortaya çıkan karışıklıklar ya da kaos bizi etkilemedi. İşlerimizi rahatça yürüttük. Çünkü, bu ülkelerde muhattabımız belliydi.”Petrol şirketlerinin yetkililerinin samimi bir şekilde itiraf ettiği bu nokta gerçekten de doğru… Hafız Esat, Kral Hüseyin, Hüsnü Mübarek, Saddam Hüseyin ve hatta bir bakıma Muammer Kaddafi bu tip “diktatörleşmiş” liderlere örnek verilebilecek isimlerden bazıları… Petrol yetkilileri anlatmaya devam ettiler: “Ancak, sonra işler değişmeye başladı. Bizim desteklediğimiz ve yardım ettiğimiz liderler, merkezi yönetimlerini güçlendirdikçe tabiri caizse ‘şımardılar’… Bizim sözümüzü dinlemez; isteklerimize yanıt vermez hale geldiler. Örneğin, Saddam bunun en tipik örneğiydi”…İşte, bu petrol lobilerinin etkisi altında kalan Amerikan yönetimleri adeta kendi yarattıkları “Frankeştayn”larla karşı karşıya kaldılar… O zaman hemen yeni bir soru soralım: “Peki şimdi petrolcüler ne yapmak istiyorlar?”… Yanıt hemen geliyor: “Biz artık Ortadoğu’da diktatörler istemiyoruz. Bir dönem istedik ama bu diktatörler güçlendikçe bize de zarar verir hale geldiler. O yüzden, biz ‘yeni Ortadoğu’da bundan böyle kolektif liderlik istiyoruz. Yani, daha az karizmatik liderler tarafından yönetilen federal devlet sistemleri kurulmasını arzu ediyoruz.”Ortadoğu’da “federal” yapıya sahip “federe”devletler ve daha az populer olan liderler.. Bush yönetiminin Ortadoğu’nun geleceğinde görmek istediği tablo işte bu… Buna da Irak’tan başladılar. Yeni Irak anayasasına göre Irak 18 ayrı eyalete bölündü. Lübnan’da da böylesine bir kollektif liderlik istiyorlar. Hizbullah’ın yanında Hristiyan Falanjistlerin ya da diğer grupların da yönetimde olması bunun için onlara ters gelmiyor. “Peki ama, burası Ortadoğu… Burada güç mücadeleleri devam eder. Her bir federe devlet biraz güçlenince yanındaki federe devlete saldırabilir. Bölgesel savaşların sonu gelmez”, dediğinizdeyse, oldukça ilginç bir yanıt alıyorsunuz: “İyi ya o zaman Ortadoğu’da Amerikan askerlerine ve Washington’un etkisine her zaman ihtiyaç duyulur.”İşte, Bush yönetimi üzerinde etkili olan petrol lobisinin Ortadoğu vizyonu böyle... “Bu resim içinde Türkiye nerede?”, diye sorduğumuzdaysa aldığımız yanıt bir hayli düşündürücü: “Buna siz; yani Türkiye karar verecek. Bu tablonun neresinde nasıl yer almak istediğiniz size bağlı birşey (!)”…
0 Comments:
Post a Comment
<< Home