Enerji Politikamızda Değişiklik Sinyalleri: Rusya Stratejik, Türkiye ise Ekonomik Çıkarlara Üstünlük Veriyor?
Enerji Enstitüsü - 07 Ağustos 2009 - Sinan OĞAN
Rusya Başbakanı Vladimir Putin’in Türkiye ziyareti oldukça hareketli ve beklenmedik gelişmelerle neticelendi. 20 konuda protokol imzalandı. Ziyaretin her adımı, her imzalanan protokol önemliydi ancak ziyaretin en önemli yanı ve sürprizi Türkiye’nin Nabucco Projesi’nin rakibi Güney Akım Projesi’ne destek vermesi ve İtalyan Başbakanı Silvio Berlusconi’nin de görüşmelere katılması olmuştur.
Rusya bu anlaşmalarla stratejik üstünlüğe önem verirken, Türkiye bazı özel sektör şirketlerinin çıkarlarını da gözeten ekonomik çıkarlara daha fazla üstünlük verdiğini ortaya koymuştur. Bununla da iki lider olarak Putin jeopolitik hedeflere doğru ilerleyen ve uzun vadeli çıkarları gözeten bir devlet adamı görüntüsü çizerken, Erdoğan daha çok kısa vadeli ekonomik çıkarları ön planda tutan icracı başbakan portresi çizmiştir.
Ziyaret öncesi ve özellikle de sonrasında Rus basını bütün bu anlaşmalar içerisinde Türkiye’nin Güney Akım Projesi’ne destek vermesini ön plana çıkarmıştır. Genel olarak Türkiye’den farklı olarak bu tür ziyaretlere çok fazla yer vermeyen Rus basınının bu defa Putin’in Türkiye ziyaretine geniş yer verdiği de görülmüştür.
[resim1sag]Türkiye son 20 yıldır Rusya ile sürdürdüğü enerji diplomasisinde temel stratejik çıkarlara üstünlük veriyordu. Doksanlı yılların başında Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) ile Rusya’nın Bakü-Novorasiski Projeleri yarışıyordu. ABD’nin de bastırmasıyla sonunda BTC bu rekabetten üstünlükle çıkmıştı.
Doksanlı yılların ortalarında Rusya kaynaklı Mavi Akım ile Türk Cumhuriyetleri kaynaklı olan ve aslında bugünkü Nabucco’nun da temeli olan Trans-Hazar Anlaşması yarışıyordu. O günlerde RAO Gazprom Yönetim Kurulu Başkanı Rem Vayhirev Eylül 1999’da parlamentoda Yapılan “Rusya’nın Uluslararası Yatırım Projelerine Katılımı” konusundaki toplantıda ABD’nin desteklediği Trans-Hazar boru hattı ile rekabet tehlikesine de dikkat çekmiş ve adeta bugünkü Rus politikalarına ışık tutan şu açıklamalarda bulunmuştu: “Bu iki projenin rekabetinde ilk başlayan kazanacaktır.”[1] Netice itibariyle Türkiye Trans Hazar Projesi yerine Mavi Akım Projesi’ne destek verdi. Türkiye’nin bu desteği sayesinde de Mavi Akım Projesi erken başladığı için kazandı ve Trans Hazar hala yapılmayı beklemektedir.
Bugün tarihin tekerrürüne şahit olunmaktadır. Bugün de Rusya’nın Güney Akım Projesi ile Nabucco Projesi yarışmaktadır. Türkiye’nin Nabucco’ya rakip projeler içerisinde yer alması Nabucco’yu ölü doğmuş bir proje kılar. Türkiye’nin Güney Akım Projesi’ne destek vermesi durumunda bu projenin şansı bir hayli artacaktır. Zira Ukrayna, Romanya ve Bulgaristan ile bu anlamda sorun yaşayan Rusya Türkiye’nin desteği olmadan bu projeyi hayata geçiremezdi.
Öyle anlaşılıyor ki, Türkiye AB ülkelerinin içi boş vaatler dışında yeterli desteği vermediği ve kaynak sıkıntısı çeken Nabucco Projesi yerine Samsun–Ceyhan Projesi karşılığında Güney Akım’a destek vermektedir. Bu konuda Rus enerji bürokrasisinde etkili diğer bürokratlarda benzer açıklamalar yapmaktadır. Türkiye’nin Güney Akım’a olumlu yaklaşmasının Moskova açısından önemli olduğuna işaret eden Rusya Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı Yuri Uşakov, “Türkiye Güney Akım da tavizde bulundu. Biz de Samsun-Ceyhan’da taviz verdik.” ifadelerini kullanmıştır.
Türkiye eğer diplomatik manevra yapmıyorsa ve gerçekten Güney Akım’a destek veriyorsa ve karşılığında da Samsun-Ceyhan’a destek veriyorsa ortada ciddi bir stratejik kayıp sözkonusudur. Bu iki proje kıyaslanamayacak ölçüde farklı projelerdir. Güney Akım ve Nabucco Türk Cumhuriyetlerini kendisine bağlayacak olan hatlardır. Dolayısıyla bu projelerden hangisi gerçekleşirse onu gerçekleştirecek ülkenin Türk Cumhuriyetleri üzerindeki etkisi artacaktır. Türkiye'nin güney Akım'a destek vermesi açıkça enerji bağlamında Türk Cumhuriyetlerinin liderliğini Rusya'ya bıraktığı anlamına gelmektedir. Samsun-Ceyhan ise daha çok ticari bir projedir. Stratejik anlamı Güney Akım veya Nabucco kadar değildir. Bu hatta Türkiye sadece bir geçiş ülkesidir. Rus petrolü Akdeniz’e indirilerek pazarlanacak ve karşılığında da geçiş ücreti alınacak bir projedir. Bu sebeple de devlet açısından getirisi çok fazla değildir. Sadece onu gerçekleştirecek şirketlere (Türk Çalık ve İtalyan Eni şirketleri) daha çok fayda sağlayacak projedir.
Bugün Türkiye açısından bir kazanımmış gibi gösterilen Mavi Akım 2 Projesi aslında bundan sadece birkaç yıl önce daha Güney Akım Projesi ortada yok iken Rusya tarafından Batıya Rus gazını ihraç için önerildiğinde Türkiye Nabucco’nun pozisyonunu zayıflatır gerekçesiyle kabul edilmemişti. Bugün Mavi Akım 2 Projesi Türkiye’nin talebiyle kabul edildiği gibi Türkiye Türkiye’nin o dönem Mavi Akım 2’yi kabul etmemesi sebebiyle Rusya Güney Akım Projesi’ni geliştirdi. Türkiye’nin şimdi her iki projeyi de destekleme kararı alması Nabucco’yu çıkmaza sokacaktır. Bu durumu Başkan Putin bile itiraf etmiştir. Putin’e göre; Doğalgazda Güney Akım ve Nabucco birbirine rakiptir ve bu çok güçlü bir rekabettir. Erdoğan ise farklı düşünmekte ve bu iki projeyi birbirine rakip olarak görmemekte bunu kaynak çeşitliliği olarak değerlendirmektedir.
Türkiye’nin bu noktada Nabucco’nun kısa ve orta vadede ölü doğmasına sebep olacak (uzun vadede gerçekleşebilir) bu adımı aslında hem AB’nin enerji politikalarına ve hem de ABD’nin bölgedeki enerji dizaynına ters bir durumdur. Aynı zamanda AB karşısında Türkiye’nin en büyük kozu olan Nabuccu Projesi bizim için AB karşısında koz olma durumu da ortadan kalkmaktadır.
Ancak şunu da unutmamak gerekir ki, çok değil bundan birkaç yıl önce Bulgar ve yunan başbakanları ile imzalanan Burgaz-Dedeağaç hattı bugün Samsun-Ceyhan’ın imzalanması sebebiyle geçerliliğini yitirmiştir. Aynı şekilde Güney akım Projesi’ne Türkiye’nin destek vereceğini açıklaması onun hemen yarın inşasına başlanacak anlamına da gelmemektedir. Rus basınındaki “Türkiye Güney Akım’ı kurtardı” veya “Nabucco artık yok” gibi başlıklara rağmen bu konunun yeni gelişmelere açık olduğunu da belirtmek gerekir.
“Üçü Bir Arada”
Ziyaretin en önemli sürprizi bize göre Türkiye’nin kendi hattına rakip bir projeye destek vermesidir. Diğer bir sürpriz ise İtalyan Başbakanı Silvio Berlisconi’nin Türkiye’yi ziyaret etmesi ve üçlü zirve gerçekleşmiş olmasıdır. Aslında bu Erdoğan-Putin- Berlisconi’nin ilk zirvesi değidir. Bundan birkaç yıl önce Mavi Akım Doğalgaz Boru Hattının açılışı sebebiyle Erdoğan, Putin ve Berlusconi, 17 Kasım 2005 tarihinde Samsun’da bir araya gelmişti. Bugün liderler yeniden bir aradadır ve devletlerarası ilişkiler kişisel dostluklara dönmektedir. Bu durum ise son tahlilde ilişkileri daha da geliştirecektir.
Rusya İle Hangi Protokoller İmzalanandı
- Türkiye Cumhuriyeti ile Rusya Federasyonu 9. Dönem KEK Toplantısı Protokolü,
- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Rusya Federasyonu Hükümeti arasında Nükleer Enerjinin Barışçıl Amaçlarla Kullanımına İlişkin İşbirliği Anlaşması,
- Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Rusya Federasyonu Hükümeti arasında Nükleer Kazaların Erken Bildirimi ve Nükleer Tesisler Hakkında Bilgi Değişimi Anlaşması,
- Türkiye Cumhuriyeti Türk Standartları Enstitüsü ile Rusya Federasyonu Federal Teknik Regülasyon ve Metroloji Servisi Arasında Standardizasyon ve Uygunluk Değerlendirmesi Alanlarında İşbirliğine İlişkin Memorandum,
- Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) ile Rusya Federal Uzay Ajansı (ROSCOSMOS) Arasında Dış Uzayın Keşfi ve Barışçı Amaçlarla Kullanımı Alanında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Zaptı,
- Eğitim, Bilim, Kültür, Gençlik ve Spor Alanlarında İşbirliği Programı (Kültürel Değişim Programı-KDP)
- Türkiye Cumhuriyeti Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile Rusya Federasyonu Federal Bitki Karantina ve Veterinerlik Servisi Arasında İthal ve İhraç Edilen Su Ürünlerinin Gıda Güvenliği Konusunda İşbirliğine İlişkin Memorandum,
- Türkiye Cumhuriyeti Gümrük Müsteşarlığı ile Rusya Federasyonu Federal Gümrük Servisi Arasında Gümrük İşlemlerine İlişkin Mutabakat Zaptı,
- Türkiye Sermaye Piyasası Kurulu ile Rusya Federal Finansal Piyasalar Otoritesi Arasında Bilgi Alışverişi Hakkında Mutabakat.
[1] Sinan OĞAN, MAVİ AKIM: “Türk-Rus İlişkilerinde Mavi Bağımlılık”, http://www.avsam.org/tr/a627.html, 02 Ocak 2006 http://www.turksam.org/tr/a1746.html
0 Comments:
Post a Comment
<< Home