Yeni Soğuk Savaş'ın eli kulağında
Kosova'nın yaklaşan bağımsızlığına verilen Batı desteğine Rusya'nın nasıl tepki göstereceği, Soğuk Savaş'tan beri ne kadar ilerlediğimizi gösterecek. Batı, bağımsızlık sürecini iyi idare edip Rusya'yla ilişkileri geliştirme fırsatlarını kullanmazsa yeni Soğuk Savaş biraz daha buz kesebilir
31/01/2008
Morton Abramowitz
Kosova'yı resmen bağımsızlığa taşımaya yönelik uzun ve acılı çaba karşısında Rusya parmağını Batı'nın gözüne doğru sallamakta. Avrupa'da kurulacak Amerikan füze kalkanına dair velvelenin aksine bu sorun geçiştirilecek gibi görünmüyor ve Rusya'yla Batı arasındaki çalkantılı ilişkiyi daha da kötüleştirme tehlikesi arz ediyor.
Batı'nın Kosova'nın bağımsızlığını kolaylaştırma çabalarına Rusya her aşamada karşı çıktı. Sırbistan ve Kosova arasında bir yıl süren müzakerelerin ardından Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, BM arabulucularının vesayet altında bağımsızlık tavsiye eden raporunu reddetti, BM Güvenlik Konseyi'nin bu raporu kabul etmesine engel oldu ve uzlaşma imkânsız hâle gelse bile Sırbistan'la Kosova arasında üç ay daha müzakerede bulunulmasında ısrar etti.
Batı karşıtlığı güçlenecek
BM Güvenlik Konseyi'nde üç hafta önce Rusya yine herhangi bir anlaşmanın hem Sırbistan hem de Kosova'nın onayını gerektirdiğini belirterek daha fazla müzakerenin şart olduğu ısrarında bulundu. Rusya bu tür müzakerelerin sonuçsuz olduğunu biliyor ama birkez daha görünüşte masumane görüşme çağrısında bulunarak AB'nin konuya ilişkin birlikteliğini çatlatabileceğine inanıyor, ki bunu başarmak Putin için hayati bir amaç gibi görünmekte. Bunun yanında yeni ertelemeler Kosova'da şiddet olaylarına yol açabilir ve bağımsızlığa ilişkin uluslararası desteği azaltabilir.
Selefi Yeltsin'in döneminde Batı karşısında izlenen 'itaatkâr' tavırdan nefret etmesi, Putin'in muhalefetini daha da güçlendiriyor. Batı'nın Kosova'nın statüsünü çözmekte gecikmesi Putin'in muhalefetinin ivme kazanmasına yol açtı. Aslında Batı, Rusya'nın Kosova'ya ilişkin niyetlerini hep yanlış anladı. Pek çok kişi Kremlin'in kaçınılmazı geciktirmeye çalıştığını ama son kertede Kosova'nın bağımsızlığını engellemeyeceğini öne sürüyordu. Oysa son anda bile Rusya engelleyici tavrından ödün vermediği gibi, mart ayında devlet başkanlığı seçimine gidiyor olması Batı karşıtı tutumunu muhtemelen iyice güçlendirecek.
O halde ABD ve AB üyelerinin çoğu planladıkları gibi BM onayı olmadan da bağımsız Kosova'yı gelecek aylarda tanıdığında Putin ne yapacak? Kremlin'in Kosova'ya yeniden askeri müdahalede bulunması pek muhtemel olmasa da (Priştine havaalanına 1999'da asker indirme girişimleri fiyaskoyla sonuçlanmıştı) Batı'nın duraksamasına yol açacak pek çok seçeneği mevcut.
Kremlin'in verdiği destek Sırbistan'ın Kosova'ya dair milliyetçi inadının etkili olmasını sağlıyor. Rusya, Sırbistan'a açık çek vermeyeceğini ama Belgrad hükümetinin bağımsız Kosova'yı yalıtma ve istikrarsızlaştırma çabalarını muhtemelen destekleyeceğini açıkladı.
Sırbistan Kosova'nın bölünmesine karşı koymuş olsa da bundan sonra Kosova'nın Sırp nüfuslu kuzeyinin bölgenin kalanından koparılması yönünde bir öneri getirdiği takdirde Rusya bunu destekleyecektir. Bu hamle de Sırbistan, Bosna ve Makedonya'da başka olası bölünmelere yol açabilecek şekilde Pandora'nın kutusunu açacaktır. Balkanlar'ı bir kez daha istikrarsızlaştıracak olmasına rağmen böylesi bir öneri Avrupa'da ve başka yerlerde uygun bir taviz olarak görülüp destek bulabilir.
Rusya ayrıca dünyayı sorunun tek çözümünün müzakerelerden geçtiğine ve BM dışında çözüm olamayacağına ikna etmeye yönelik diplomatik girişimlerini kesinlikle sürdürecek.
Bu tavır memnuniyetsizlik içindeki önemli etnik azınlıkları barındıranlar da dahil olmak üzere BM üyelerinin çoğundan destek görecektir.
Bunun yanında Rusya Balkanlar'ın ötesinde de harekete geçebilir; en bariz biçimde kendi ayrılıkçı bölgelerine sahip Kafkaslar'da, özellikle de Gürcistan'da. Kosova'nın bağımsızlık ilanı muhtemelen Gürcistan'ın ayrılıkçı Abhazya bölgesinde de benzer bir ilana yol açacaktır, ki bu durumda Rusya, Abhazya'yı pekâla tanır. Gürcistan bunu engellemek için askeri hamlelerde bulunursa, Rus ordusu buna güç kullanarak yanıt verir ve böylelikle kontrolden çıkabilecek bir durum oluşur.
ABD ve AB, Rusya'yla ilişkileri zedelemek istemeseler bile Rusların bu tavrı karşısında geri adım atamazlar, zira Avrupa'nın güvenliği mevzubahis. Ayrıca tüm cephelerde Rusya'yla yaşanacak çatışmayı boşa çıkarmaya çalışmaları gerekiyor.
Batı Sırbistan'a açıkça, Kosova'da şiddeti artırmaya ya da bölgeyi parçalamaya yönelik girişimlere sert yanıt vereceğini anlatmalı. Planlanan AB görevine ek olarak, fazladan NATO birliklerinin gönderilmesi Kosova'nın bağımsızlığının gözetilmesi konusunda yardımcı olur.
1244'ün amacı bağımsızlıktı
Hukukun üstünlüğüne pek itibar etmeyen Putin'in Rusyası diplomatik çabalarını uluslararası hukuka bağlılık kisvesiyle yürütüyor, özellikle de 1999'da Kosova savaşını bitiren 1244 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararına dikkat çekiyor. Rusya'nın savlarını çürütmek ve dünyaya Kosova'da nelerin yaşandığını hatırlatmak için çok geciken diplomatik atağı başlatmak gerek.
1244 sayılı karar Sırbistan ve Rusya'nın iddia ettiğinin aksine Kosova'nın Sırp egemenliğinde kalması gerektiğini belirtmediği gibi bağımsızlığını da dışlamıyor. Özellikle son 20 yılda çatışmalarla çalkalanan Balkanlar'ın bağlamı dikkate alınarak yapılacak mantıklı bir okuma 1244 sayılı kararın ardındaki niyetin ve Kosova'nın geçtiğimiz sekiz yıl boyunca BM himayesinde tutulmasındaki amacın bağımsızlık olduğunu ortaya koyacaktır.
Abhazya vakasında Batı, Kosova'nın kendine özgü doğasını tekrar vurgulamalı ve 1999'dan beri sarf ettiği büyük çabanın altını çizmeli. Dünya açık biçimde Rusya'nın Abhazya'ya askeri müdahalesinin kabul edilemez olduğunu göstermeli, aynı zamanda Gürcistan hükümetini herhangi bir tahrike askeri yöntemlerle karşı koymaması için itidale sevk etmeli.
Rusya'nın, Kosova'nın yaklaşan bağımsızlık ilanına Batı'nın verdiği desteğe nasıl tepki göstereceği, Soğuk Savaş'tan beri ne kadar ilerlediğimizi gösteren bir sınav olacak. Kosova'nın bağımsızlık sürecini dikkatlice idare ederek ve Rusya'yla ilişkileri geliştirme yolundaki fırsatlara ihtimam göstererek, Batı buradaki çatışmanın en kötü sonuçlarını yumuşatabilir. Aksi halde yeni Soğuk Savaş biraz daha buz kesebilir. (ABD'nin eski Türkiye Büyükelçisi, The Century Vakfı'nın kıdemli üyesi, 28 Ocak 2008)
Batı'nın Kosova'nın bağımsızlığını kolaylaştırma çabalarına Rusya her aşamada karşı çıktı. Sırbistan ve Kosova arasında bir yıl süren müzakerelerin ardından Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, BM arabulucularının vesayet altında bağımsızlık tavsiye eden raporunu reddetti, BM Güvenlik Konseyi'nin bu raporu kabul etmesine engel oldu ve uzlaşma imkânsız hâle gelse bile Sırbistan'la Kosova arasında üç ay daha müzakerede bulunulmasında ısrar etti.
Batı karşıtlığı güçlenecek
BM Güvenlik Konseyi'nde üç hafta önce Rusya yine herhangi bir anlaşmanın hem Sırbistan hem de Kosova'nın onayını gerektirdiğini belirterek daha fazla müzakerenin şart olduğu ısrarında bulundu. Rusya bu tür müzakerelerin sonuçsuz olduğunu biliyor ama birkez daha görünüşte masumane görüşme çağrısında bulunarak AB'nin konuya ilişkin birlikteliğini çatlatabileceğine inanıyor, ki bunu başarmak Putin için hayati bir amaç gibi görünmekte. Bunun yanında yeni ertelemeler Kosova'da şiddet olaylarına yol açabilir ve bağımsızlığa ilişkin uluslararası desteği azaltabilir.
Selefi Yeltsin'in döneminde Batı karşısında izlenen 'itaatkâr' tavırdan nefret etmesi, Putin'in muhalefetini daha da güçlendiriyor. Batı'nın Kosova'nın statüsünü çözmekte gecikmesi Putin'in muhalefetinin ivme kazanmasına yol açtı. Aslında Batı, Rusya'nın Kosova'ya ilişkin niyetlerini hep yanlış anladı. Pek çok kişi Kremlin'in kaçınılmazı geciktirmeye çalıştığını ama son kertede Kosova'nın bağımsızlığını engellemeyeceğini öne sürüyordu. Oysa son anda bile Rusya engelleyici tavrından ödün vermediği gibi, mart ayında devlet başkanlığı seçimine gidiyor olması Batı karşıtı tutumunu muhtemelen iyice güçlendirecek.
O halde ABD ve AB üyelerinin çoğu planladıkları gibi BM onayı olmadan da bağımsız Kosova'yı gelecek aylarda tanıdığında Putin ne yapacak? Kremlin'in Kosova'ya yeniden askeri müdahalede bulunması pek muhtemel olmasa da (Priştine havaalanına 1999'da asker indirme girişimleri fiyaskoyla sonuçlanmıştı) Batı'nın duraksamasına yol açacak pek çok seçeneği mevcut.
Kremlin'in verdiği destek Sırbistan'ın Kosova'ya dair milliyetçi inadının etkili olmasını sağlıyor. Rusya, Sırbistan'a açık çek vermeyeceğini ama Belgrad hükümetinin bağımsız Kosova'yı yalıtma ve istikrarsızlaştırma çabalarını muhtemelen destekleyeceğini açıkladı.
Sırbistan Kosova'nın bölünmesine karşı koymuş olsa da bundan sonra Kosova'nın Sırp nüfuslu kuzeyinin bölgenin kalanından koparılması yönünde bir öneri getirdiği takdirde Rusya bunu destekleyecektir. Bu hamle de Sırbistan, Bosna ve Makedonya'da başka olası bölünmelere yol açabilecek şekilde Pandora'nın kutusunu açacaktır. Balkanlar'ı bir kez daha istikrarsızlaştıracak olmasına rağmen böylesi bir öneri Avrupa'da ve başka yerlerde uygun bir taviz olarak görülüp destek bulabilir.
Rusya ayrıca dünyayı sorunun tek çözümünün müzakerelerden geçtiğine ve BM dışında çözüm olamayacağına ikna etmeye yönelik diplomatik girişimlerini kesinlikle sürdürecek.
Bu tavır memnuniyetsizlik içindeki önemli etnik azınlıkları barındıranlar da dahil olmak üzere BM üyelerinin çoğundan destek görecektir.
Bunun yanında Rusya Balkanlar'ın ötesinde de harekete geçebilir; en bariz biçimde kendi ayrılıkçı bölgelerine sahip Kafkaslar'da, özellikle de Gürcistan'da. Kosova'nın bağımsızlık ilanı muhtemelen Gürcistan'ın ayrılıkçı Abhazya bölgesinde de benzer bir ilana yol açacaktır, ki bu durumda Rusya, Abhazya'yı pekâla tanır. Gürcistan bunu engellemek için askeri hamlelerde bulunursa, Rus ordusu buna güç kullanarak yanıt verir ve böylelikle kontrolden çıkabilecek bir durum oluşur.
ABD ve AB, Rusya'yla ilişkileri zedelemek istemeseler bile Rusların bu tavrı karşısında geri adım atamazlar, zira Avrupa'nın güvenliği mevzubahis. Ayrıca tüm cephelerde Rusya'yla yaşanacak çatışmayı boşa çıkarmaya çalışmaları gerekiyor.
Batı Sırbistan'a açıkça, Kosova'da şiddeti artırmaya ya da bölgeyi parçalamaya yönelik girişimlere sert yanıt vereceğini anlatmalı. Planlanan AB görevine ek olarak, fazladan NATO birliklerinin gönderilmesi Kosova'nın bağımsızlığının gözetilmesi konusunda yardımcı olur.
1244'ün amacı bağımsızlıktı
Hukukun üstünlüğüne pek itibar etmeyen Putin'in Rusyası diplomatik çabalarını uluslararası hukuka bağlılık kisvesiyle yürütüyor, özellikle de 1999'da Kosova savaşını bitiren 1244 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararına dikkat çekiyor. Rusya'nın savlarını çürütmek ve dünyaya Kosova'da nelerin yaşandığını hatırlatmak için çok geciken diplomatik atağı başlatmak gerek.
1244 sayılı karar Sırbistan ve Rusya'nın iddia ettiğinin aksine Kosova'nın Sırp egemenliğinde kalması gerektiğini belirtmediği gibi bağımsızlığını da dışlamıyor. Özellikle son 20 yılda çatışmalarla çalkalanan Balkanlar'ın bağlamı dikkate alınarak yapılacak mantıklı bir okuma 1244 sayılı kararın ardındaki niyetin ve Kosova'nın geçtiğimiz sekiz yıl boyunca BM himayesinde tutulmasındaki amacın bağımsızlık olduğunu ortaya koyacaktır.
Abhazya vakasında Batı, Kosova'nın kendine özgü doğasını tekrar vurgulamalı ve 1999'dan beri sarf ettiği büyük çabanın altını çizmeli. Dünya açık biçimde Rusya'nın Abhazya'ya askeri müdahalesinin kabul edilemez olduğunu göstermeli, aynı zamanda Gürcistan hükümetini herhangi bir tahrike askeri yöntemlerle karşı koymaması için itidale sevk etmeli.
Rusya'nın, Kosova'nın yaklaşan bağımsızlık ilanına Batı'nın verdiği desteğe nasıl tepki göstereceği, Soğuk Savaş'tan beri ne kadar ilerlediğimizi gösteren bir sınav olacak. Kosova'nın bağımsızlık sürecini dikkatlice idare ederek ve Rusya'yla ilişkileri geliştirme yolundaki fırsatlara ihtimam göstererek, Batı buradaki çatışmanın en kötü sonuçlarını yumuşatabilir. Aksi halde yeni Soğuk Savaş biraz daha buz kesebilir. (ABD'nin eski Türkiye Büyükelçisi, The Century Vakfı'nın kıdemli üyesi, 28 Ocak 2008)
Haberin adresi: /haber.php?haberno=246025